Lev Nikoloyeviç'in üzerine 2 farklı hikayem olduğu gerekçesiyle askıya aldım biraz sosyalleşsem de hoş olur dedim sanırım. Televizyonda Desperado vardı önce onu izledim sonra CSI: Miami'yi açtım. Bilmiyorum animeye zaten ilgim yok pek ama ne zamandır da film izlemiyordum sanırım tuhaf geldi çünkü. Ayrıca kanları sansürlemeleri de ayrı bir komediydi etrafta mrmiler uçuşuyor kanlar sansürleniyor. Saat bir buçuk sularında Grey's Anatomy başladı, ortalarında elektrikler gitti. Alışkanlık o ya şöyle bir sokağa bakayım dedim. Elime bir bardak içecek alıp cama kuruldum. Bir yandan etrafımı izliyor diğer yandan da elektrikleri bekliyordum. Gökyüzünde artık yıldız yok biliyor musunuz? İçimde şöyle bir şeyler kıpırdandı iki yahut üç yıl önceki yıldızlara bakışımı anımsadım. Çizimlerimde tek tek belirttiğim o yıldızlar. Nasıl oluyor da insanlar bu derece iğrenç olabiliyor? Doğayı katlediyoruz bildiğiniz. Ne yazık. Eğer bir gün çocuğum olursa o çocuk yıldızları göremeyecek. Ağaçları, hayvanları geçtim ama herkesin yıldızları sevdiği gerçeği var. Derste sıkılınca hiç mi defterinizin köşesine çizmediniz ya da önemli notların başında kullanmadınız yahu? Hiç mi bir şey çiz dendiğinde kalp ya da yıldız çizmediniz siz? Gelecek nesil sadece çizdiğiyle kalacak ondan eminim.
Aynı zamanda bugün sanal ortamda baya iyi olduğum birinin beni hayatından çıkartmasına izin verdim. Bir ay yokmuş, bir ay boyunca özleyecek mi ki? Sessiz sakin çıkarmadı en azından, konuşmalarımız adına saygısızlık etmedi. Sanal ortamı özellikle belirttim çünkü bende farkındaydım başından beri böyle bir şey olacağının o da. Eğer o gün geldiyse tamam, sonra özlersen bulunması kolay bir insanım zaten blog da o güne kadar açık olacak. Sadece merak ettim başta kişisel mi diye, değilmiş. Bir ay sonra eğer yokluğumu unutmazsan konuşuruz. Çok da dram yazısı olmuş yok sadece uğraştırmıyorum ben sıkıldıysa ya da problemleri varsa tamam yahu insan yemiyorum zaten ben.
Çizimlerim için yeni bir defter açtım bugün. Elimdeki figür daha bitmedi ama arada 'bu mangadan şu karakteri çizmeliyim' dersem boş boş kağıt aramayayım. Bilgisayardan kağıda ölçü almalı mıyım hala emin değilim gerçi. Ölçüde zorlanıyorum zaten hala, yarın hocama tekrar soracağım. Buraya da not olsun bir Asayama Yomi, Haine Rammsteiner, Light Yagami&L ya da Grimmjow çizmemezliğim ayıp olur. Elimde de resimleri varken, ne üşeniyorsam. Bir de başka bir defterim var yine bunun gibi kareli, kalın kapaklı ve küçük ama onun işlevi farklı. Onda Japonca notlarım yer alıyor sadece. İngilizce sitelerden falan bulup önemli yerleri ayırıp sonra tez halinde ona Türkçe'ye çevirerek geçiriyorum. Anlaması ve öğrenmesi çok daha kolay oluyor. Yine de özel bir ilgim yok Japoncaya, amaç yaz geldi boş oturmayayım.
Bir de Gypsy müziklerine önyargıyla yaklaşılmamalı. Özellikle şu aralar The Gypsy Nomads olayına takmış durumdayım ben. Kadının sesi çok hoş yahu.
Benden de bugün bu kadar.
Sonradan gelen edit: Sol kulağım tıkandı bir de uyusam geçer mi çok merak ediyorum. Hayır sabahtan beri böyle yahu geçmesi için ne yapmalıyım?
Son olarak ince ses bende çok absürd duruyor cidden, nasıl kalınlaşır lan bu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder